Satırlarıma 2001’de yaşadığımız büyük ekonomik krizi hatırlatarak başlatmak isterim. 28 Şubat uygulamalarının üzerine gelen 2001 ekonomik krizi 2002 yılının Kasım ayında büyük bir dip dalga ile AK Parti’yi Türk siyasi hayatına sokmuştu. Bahsi geçen dip dalga Türk siyasi tarihine sadece AK Parti ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı kazandırmadı, birçok siyasi aktörü de sildi. O günden bu yana onlarca köşe yazısına sığmayacak siyasi pozisyon değişti. Siyaset tüm dünyada nesnenin ve insanın doğası gereği değişiyor. Değişimi okuyabilenler, değişime ayak uydurma oranında ayakta kalan siyasi aktörler oluyor ve bugün tıpkı 2002’deki gibi değişimin sildiği aktör ve liderler de mevcut. Değişen kent seçmeni talepleri, genel ekonomik sorunlar derken Türkiye 1 Nisan’ın ilk saatlerine 1989 seçimlerine yakın bir tablo ile girdi. 

31 Mart bir yerel seçimdi. Türkiye için bir beka meselesi değildi. Ötekileşecek ve ötekileştirecek hiçbir sebep olamazdı. Bu yüzden seçim çalışmaları boyunca ortamı geren aktörlerin kaybettiğine şahit olduk yine. Yeniden Refah Partisi’nin muhtemel yükselişini daha önceki yazılarımda belirtmekle birlikte Zafer Partisi’nden beklediğim yükseliş gerçekleşmedi. Bunun yanında AK Parti’nin oylarının düşeceğine kesin gözüyle bakarken Bayrampaşa ilçesinde Ak Parti adayı Sayın İlknur Kovaç Bayraktar’ın küçük bir farkla da olsa kazanacağını öngörüyordum. Yanıldık vesselam. Sadece Bayrampaşa’da değil; tüm Türkiye’de yanıldık. Yanıldığımız kısım AK Parti’deki düşüş olmadı. AK Parti’deki azalış tam beklenen gibi sonuçlansa da CHP’deki yükseliş beklenenin ötesinde gerçekleşti. CHP bir kısım protesto oylarını kendinde konsolide etmeyi beklenenin ötesinde bir oranla başardı. Dip dalga yerel seçimler aracılığıyla aslında genele dair bir şey söyledi. Siyaset uzmanları elbette değerlendirecektir ancak katılım oranlarından anladığımız kadarıyla özellikle emekli seçmen ya sandığa hiç gitmedi ya da oyunu CHP’den yana kullandı. İstanbul beklenilen gibi mevcut belediye başkanı Sayın İmamoğlu ile devam etmeye karar verdi. 

Elbette yerel seçimler yerel dinamiklerin de önemli olduğu seçimlerdir. Bazen illerde olmasa bile ilçelerde adaylar her zaman önemlidir. Zaferlerde adaylar ve ekiplerinin olumlu etkisi olduğu gibi mağlubiyetlerde de yine adaylar ve ekiplerinin olumsuz etkisi yadsınamaz. Bayrampaşa’da da kazanan taraf ve kaybeden taraflar bunları illaki kendi içinde değerlendirecektir. Bayrampaşa güncel olarak birçok sorunu olan bir ilçe. Bayrampaşa ilçe belediye başkanlığı seçimi galibi CHP adayı Sayın Hasan Mutlu’nun önünde artık Bayrampaşa Belediye Başkanı olarak çözmesi gereken birçok sorun var. Zaferini kutlar, Bayrampaşa’ya hakkıyla hizmet etmesini temenni ederim. 

Türkiye’de seçmen profilleri kabuk değiştiriyor. İdeolojilerden fazlasıyla arınmış, kent yaşantısı anlayışına sahip bir seçmen kitlesi oluştu. 2018’den bu yana özellikle İstanbul ve Ankara’da kendini gösteren bu kitle artık Türkiye’nin tüm büyük şehirlerine yayılmış durumda. Asgariden azami ölçeğe her türlü hizmeti değerlendiren kent seçmeninin taleplerine cevap verebilenler veya bu seçmenin gözünde inandırıcı olanlar kazandı, bir şekilde bu seçmene hitap edemeyenler veya güven veremeyenler kaybetti. 

Ülkemiz son iki senede geçirdiği iki seçimle fazlasıyla vakit kaybetmiştir. Merkezi yönetimden tutun mahalli idari yerel yönetimlere kadar görev başında olanların ve yakında yeni görevlerini devralacakların işi çoktur. Özellikle gerek dış siyasette gerekse iç ekonomik dağılımda ve kamu hizmetinde ciddi problemler göze çarpmaktadır. Artık söz değil iş vakti. Tüm seçilen başkanlar ve ekiplerine başarılar diler, canımdan çok sevdiğim ülkemin hak ettiği yere tez elden ulaşmasını Allah’tan niyaz ederim.